Avukatın İtirazı: “Kararda 10 İmza Var, 7 Üye Kendi Hukukuna Sahip”
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına ve diploma itirazlarına karşı karar verdi. Erdoğan’ın adaylık sürecinin çalıştığını belirtti. Avukat Figen Çalıkuşu, YSK’nın kararının usul yönünden hatalı olduğunu iddia etti. Çalıkuşu’ Kararın altında 10 imza var; kanunları 7 üye diyor. Bu 10 imzanın açıklamaya ihtiyacı olduğu aşikar.” Ayrıca Çalıkuşu Erdoğan’ın diplomasına yapılan itirazlarla ilgili olarak da “YSK’lılar o belgenin aslını istemek zorundaydı, onu da yapmadılar” dedi.
“Kanunda açık bir tefsir varsa mukayese edemezsiniz, esnetemezsiniz”
Çalıkuşu, bugün katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Figen Çalıkuşu’nun açıklaması şöyle:
‘YSK’nın bu kararı, Yüksek Seçim Kurulu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre kendi maddelerine uymamaktadır. Kararın altında 10 imza var; yazıları 7 üye diyor. Bu 10 imzanın açıklamaya ihtiyaç duyduğu açıktır. Anayasanın açık bir yetkisi var: Bir kişi üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilemez, ancak iki kez seçilebilir. Açık emir aleyhine yorum yapılamaz. YSK’nın burada çok önemli bir tarihi sorumluluğu var. Yazılarımızda bile karşılaştırma yasağı var. Yazılarda net bir yorum varsa kıyaslayamazsınız, esnetemezsiniz. Ama belirsiz bir durum varsa yapılabilir. Anayasa hiçbir şekilde yorumlanamaz. Anayasanın 101. maddesi çok açık. 101. Maddeyi 3 kategoride değerlendirebiliriz. 101. maddede değişiklik yapıldı ama korunan ne? Diploma sahibi olmak, iki kez seçilmek! Önceki yönetmelikte TBMM’den çekilecek seçim usulü düzenlenmiş, yürürlükten kaldırılmıştı. Bunun yerine Cumhurbaşkanının hangi biçimde aday olacağı yazıyor.
“YSK’lılar o belgenin aslını istemek zorunda kaldı, onu da yapmadılar”
Hukukçu Figen Çalıkuşu da Erdoğan’a yapılan başvuruda son kararın YSK tarafından verilmesini ve karar verme yetkisinin Anayasa Mahkemesi’nde olmamasını eleştirerek, “Maalesef Anayasa’daki karara göre, YSK’nın verdiği kararlar yargı kararı olmadığı için Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez. Kişilik haklarına müdahale teşkil etmez. YSK kararları ise yargı denetimine kapalı. Ancak tabii ki burada bir anayasaya aykırılık durumu olduğu ve Anayasa Mahkemesi’nin kendisini korumakla yükümlü olduğu için bunun bir noktada Anayasa’ya açık bir tehdit olduğu söylenebilir. Anayasa Mahkemesi’ni yok saymak suçtur. Bu noktada bir değerlendirme yapılabilir. Vatandaşlar Anayasa Mahkemesi’ne başvurabiliyor ama bu sorun burada bitmiyor. Tarih buna şahittir ve hepimiz buna şahit oluyoruz. Hukuk ölmediği ve yaşadığı müddetçe bu gerçek her zaman karşımıza çıkacaktır. Orada imza atan herkesin karşısına çıkacak. Türkiye 14 Mayıs’ta tarihi bir seçime girecek. Anayasa’yı bu şekilde yorumlamaya çalışan 10 Yüksek Seçim Kurulu üyesine sandıklar teslim edilecek. Bu ülkenin her bireyi, bu üyelerden tarihsel sorumluluklarını unutmadan hareket etmelerini beklemektedir.
Muhalefetin ‘diploma itirazlarına’ YSK’nın ‘Noter tasdikli belge önümde olduğu için sorgulayamam’ yanıtını verdiğini belirten Çalıkuşu, ‘İtirazlar o noter tasdikli belgenin tüm çelişkilerini ortaya koyduğu için ülkedeki bu seçim güvenliğinin tek sorumlusu. Üst kurul olan YSK üyeleri o belgenin aslını istemek zorunda kaldı, onu da yapmadılar. En azından 14 Mayıs’ta bir kanuni aykırılığa daha imza atmazlar diye umuyorum” dedi.